40 yılı aşkın yaşamım boyunca toplam 4-5 türk dizisini sonuna kadar seyretmişim

muhteşem, muhteşem... abartı hiç bir şey yok... plastik hiç bir şey yok... şule-berna-jale de dahil olmak üzere hayatın içerisinde olan kişilikler... var böyle bir sürü insan.. belki biraz bahar havada duruyor, biraz da savcı ama onlar da mecburen dizinin vitrinini oluşturuyorlar... bu demek değil ki onlar kötü oynuyorlar ama yıllarca steril yaşamış baharın aniden devrimciliğe dönüş yapması çok zorlama geldi... savcılık makamına da doğrucu yerine oportünist bir klik daha çok yakışırdı.. ama dedik ya bu dizinin de bir vitrini olması lazım...

Çubuk Bulmaca Oyunu , Yeni Ninja Oyunu , Kale Yıkma 2 Oyunu , Top Balon Oyunu , Elmas Taşıyıcı Oyunu

başrol oyuncusu iyi bir süper kahraman değil. kahraman türk polisi yok. iyi adamlar, kötü adamlar yok. yapay tripler yok. sokakta yürürken yanından geçen adamlardan işitebileceğin, evde annenden babandan duyabileceğin diyaloglar var. çekimleri odada el kamerasıyla çekilmiş gibi görünüyor. tam tadında serpiştirilmiş emrah serbes'in afili parçalarından alıntı yapılmış edebi cümleler de var. polisiyenin yanı sıra en az polisiye kısım kadar senaryoda yeri olan ailevi, insani ilişkilerin akan bir kurgusu var. böyle bir dizi.

Pop Designs for Hall
ana karakterler kendini sevdiriyor. çünkü kendi aralarındaki samimiyet iyi yansıtılıyor. ama bu sevgiyle insanlar kusursuzlaştırılmıyor, o yüzden "polis şiddeti meşrulaştırılıyor; behzat ç'nin aksiliğine tahammül edemiyorum" demektense doğru yorumlamaya bakmak lazım. bir sahnede behzat'a "ben iyi bir adam olamadım" dedirtilmişti nitekim. emrah serbes'in de söylemeye çalıştığı şey; behzat'ı sistemin zaman zaman kötüleştirdiği bir adam olarak yansıtılmaya çalışıldığı. bu anlaşılmazsa mesaj verilememiş olur diyor.